Üniversite sınav sonuçları açıklandı ve kucaklara düşen nur topu gibi puanlar ile gençlerimiz yarınlarını daha net adımlarla planlamaya, tercihlerini yapmaya başlayacaklar.

Yaklaşık 2-3 hafta sürecek olan bu süreçle ilgili sizlerle paylaşmak istediğim bazı başlıklar var.

1. BÜYÜK RESİM: Uzun bir süre üzerinde emek harcanan konularla ilgili sonuç aşamalarına gelindiğinde insanların küçük detaylara takılabildiğini görebiliyoruz. Elinizdeki puanla nasıl bir marjinal fayda yakalayabileceğinizi hesaplarken detaylarla birlikte büyük resmi YENİDEN gözden geçirmek faydalı olacaktır. Seçilecek mesleki alan ve üniversite ile birlikte, finansal durumlar, burs olanakları, seçilecek üniversitenin akademik başarısı ve kadrosu, kontenjanlar, konum, ulaşım, yurtdışı olanakları, çift dal, yatay geçişler, yurt imkanları, vs gibi bildiğimiz bazı başlıkların yanı sıra, öğrencinin değerleriyle uyumlu, gelecek beklentisini karşılayabileceğine bizzat kendisinin inandığı ve gözünde canlandırabildiği bir resim oluşturulmalıdır.

2.KENDİNE ODAKLANMAK: Üniversitede okumak istediğiniz bölümün gerçekten sizin istediğiniz bir alan olduğundan ne kadar eminsiniz?

Bu da ne şimdi demeyin. Yüzüp yüzüp de kuyruğuna geldiğiniz bu süreçte hedefe odaklı olarak da gelmiş olabilirsiniz, hiç bir hedef koymamış da olabilir. Yıllarca ebeveynleri ile birlikte eğitim hayatını geçiren, onların doğruları ve yönlendirmeleriyle tercihler yapan gençler bu süreçte de ailelerinin etkisinde ve yönlendirmesinde olacaktır. Hiç olmazsa aileler fikirlerini beyan etmiş olacaktır. Bu elbette ki normal bir durumdur. Ancak bu aşamada genç, kendi iç sesine yönelirken emin olmak ve güven duymak ister.

Küçük bir uygulama: ev -aile ortamında uzaklaşarak sakin bir ortamda belki deniz kıyısında bir yürüyüş yaparak zihinde canlandırma yapalım. Farz edin ki, aradan 4-5 yıl geçmiş okuduğunuz tercih ettiğiniz bölümünden mezun olmuşsunuz. Kendinizi neler yaparken görüyorsunuz? Etrafınızdaki kişilerin, aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınızın neler söylediklerini duyuyorsunuz? Tüm bunlar size kendinizi nasıl hissettiriyor?

 

3.SMART HEDEFLER : Büyük resmi yeniden yapılandırırken, akıllı hedeflerden de faydalanmak gerekir.

a.) X bölümü hakkında net bir vizyona sahip misiniz?

b.) Bu bölümde okumak, diğer yaşam alanları, hedef ve değerlerinizi düşündüğünüzde ne kadar gerçekçi? ve arzuya şayan?

c.) Bu bölümü tercih etmenizin asıl nedeni ne?

d.) Ortalama 4 yıl boyunca X bölümde okuyarak mezun olabileceğinize yönelik inancınız nedir? Sizce bu ulaşılabilir bir hedef midir?

e.) Bu alanda okumak size neler sağlayacak?

f.) Bu alanda okumanın size sağlayacağı avantajların sizin için anlamı ne?

4.SORUMLULUK: Üniversite eğitimi almak için tercih yapma aşamasına gelen gençler, halen ebeveynleri ile bir bütün olarak kendilerini algılasalar da (ya da tam tersi) kopma vakti gelmiştir.

Alınacak kararlar, yapılacak tercihlerle beraber sorumluluk kime ait olacaktır? Yapılacak olan seçim alınacak dersler, uygulamalar, sınavlar, stajlar, projeler, öngörüler ve sürenin sonunda kazanılacak diploma ile yeterlilikler, öğrencinin kontrolünde ve sorumluluğundadır. Dolayısyla liseye girerken %80 aile yönlendirmesiyle hareket eden çocuk, üniversiteye girerken en azından %80 kendi sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini bilmelidir.

5. DAVRANIŞSAL BOYUT:  Her bir bireyin dünyayı kendine özgü olarak algılama, anlamlandırma süreçleri ve filtreleri vardır. Çevresel faktörler, sosyal medya ortam ve ilişkiler, kitle iletişim araçları vasıtasıyle yorumlu yorumsuz pek çok sosyal, kültürel, siyasi, politik, akademik olaylar duyar, görür, seçer alırız.

Kendi değer ve yargı süzgeçlerimizden geçiririz. 5 duyumuzla algılama sürecimiz sonlandığında, zihnimizde görüntüler (imajlar) oluşur. Bunlara bağlı olarak inanç ve düşünceler gelişir. Duygu ve düşüncelerimiz de davranışlarımıza yansır. Metaprogramlar olarak adlandırdığımız bu davranışsal filtrelerimiz çeşitlilik gösterir.

Bunlardan biri, benzerlik – farklılık üzerinedir. Benzerlik insanları, dünyaları aynı kaldığı müddetçe mutlu ve keyifli olurlar. Aynı mekanlar, aynı işler, aynı bildik yaşam rutinleri ile motive olurlar. Benzerlikçi olan gençler, yine aileleriyle birlikte veya evlerine yakın bölgelerdeki okulları tercih etme eğiliminde olacaklardır. Farklılık insanları ise, değişik mekanlar, farklı insanlar, farklı işler, projelerden hoşlanır, rutinden uzak yaşamları tercih ederek motive olurlar. Farklılık yaratmak için değişimi zorlar, değişen çevrelerden hoşlanırlar. Bu davranış modelindeki bir genç büyük ihtimalle ailesinden farklı bir şehirde, çift dalda eğitim alarak, hatta mümkünse en az bir dönemini yurtdışında okuyabileceği okul ve alanlara yönelecek ve bu şekilde motive olacaktır.

Konuyla ilgili diğer bir metaprogram ise, iç referanslı ya da dış referanslı olmaktır. Bazı insanlar, kendi standart ve kriterlerine öylesine bağlıdır ki, kendi inançları, düşünceleri, vizyonları her şeyden önce gelir. Başkalarının ne düşündüğü ya da neyi salık verdikleri önemli değildir. Doğru da değildir. Ne istedikleri konusunda net vizyonları olan kendi duygu ve düşünce sistemlerinin kendileri için en doğru kararlara dönüştüğüne inanan bu kişiler kariyerleri söz konusu olduğunda da hiç şüphesiz, içsel kaynaklarına başvuracaklardır.

Ancak dış referanslılar, başkasına sormak, danışmak, otorite kabul edilen kişiler tarafından onay almak, bilgi sahibi olmak ve tüm kanıtları birleştirdikten sonra kararlarını almak ve tercihlerini yapmak isterler. Açıkçası uç noktada dış referanslı bir kişi, alınacak kararın veya yapılacak tercihin bizzat kendi adına başkası tarafından yapılmasını isteyecektir.

Bu konuyu test etmek için kendinize şu soruyu yöneltebilirsiniz? Sizin hazırladığınız bir proje, ödev, sunum, gösteri, sınav konusunda başarılı olup olmadığınızı nerden bilirsiniz? Başvuru noktanız bizzat kendiniz mi yoksa başkalarının sizin için söyledikleri yazdıkları mı başarı oranınızı belirler?

6. BAŞARI :  Görecelidir. Bazen sadece bir süreci temsil eder. X noktasından Y noktasına varmak başarı olarak değerlendirilir. Bazen X’den Y’ye giden yolda yaşananlar aradaki girdi ve çıktılarla belirler başarıyı. Y’ye ulaşılmıştır ancak duygu farklıdır. Bazen de sadece değerlerle ilintilidir. Herkes için farklı bir anlam ifade edecek olan “ Başarı ” kavramını siz de kendiniz için tanımlamaya çalışın. Herhangi bir işin başında hedefiniz netleştiğinde başarı olarak tanımlayacağınız durum ve duyguların açılımını yapın.

Milton Erickson’ın dediği gibi “her insan tam ve bütündür, hiçbir şey eksik değildir ve gerek duyduğu tüm kaynaklara sahiptir. ”

Bizler bir bilgisayar gibi kendimizi, zihnimizdeki haritaları sürekli güncellemek durumundayız. Kendi yaratıcı gücümüzle vizyonumuzu aydınlatmak, öz değerlerimizle motivasyonumuzu arttırmak, kararlı bir şekilde hedeflerimize yürümemizi sağlayacaktır.

Süreç; önce ne istediğini bilmek ile başlar. Bazı insanlar neyi istemediklerini bilirler. Bu da bir hareket noktasıdır. Ancak hızla istemediklerini eleyerek neyi gerçekten istediklerini ve neden istediklerini tesbit etmelidirler. “ neden’ler ” ne kadar çok olursa, yolculuk o kadar kararlı olacaktır. Sonrasında “nasıl’lar ” devreye girer. Neye ulaşmak istediğimizi detaylıca planlarsak, ona ulaşıncaya kadar tek yapmamız gereken yola devam etmektir.

Tüm gençlere yeni yollarında başarılar diliyorum.

Sevgiler,