Hayat tam bir denge üzerine kuruludur.  Gece gündüzden gündüz geceden çalamaz. Günler, haftalar, aylar ve yıllar gelir ve geçer. Durduramazsınız. Siyahın karşısında beyaz, sevginin karşısında nefret, evet’in karşısında hayır, Hayır’ın karşısında evet. Kadının karşısında erkek, erkeğin karşısında bir kadın vardır. Üretimden tüketime, tüketimden yine üretime döneriz. Doğmak ve ölmek arasında ise bir yaşam vardır. Siyah ile beyaz arasındaki renkler gibi ……

Seçimlerimiz, beğenilerimiz, beklentilerimiz, kararlarımız vardır. Güzel olan şudur ki; her yeni bir güne başlarken, yeni seçimler yapabiliriz. Bu sabah yağmura rağmen mutlu olmayı seçmek gibi. Herşeye rağmen kontrolümüz dışında gelişen durumlar için bir değerlendirme yapmakta fayda var elbet.  Bu rahatlatıcı olabilir. Kendi kontrol alanlarımızda neleri nasıl yapmışız, neleri daha farklı yapmaya ihtiyacımız var . Yaratım gücümüzle istek ve ihtiyaçlarımızı yeniden şekillendirerek içselleştirmek, her bir hücremizle güçlü arzumuzu ateşleyerek yola koyulmak lazım belki de. O ya da bu demeden kendimizi sınırlandırmadan mümkün olan en geniş yelpazedeki renklerle zenginleştirmek gerekir seçeneklerimizi.

Ve tabii ki,  bu yolculukta bizi anne sütü kıvamında besleyecek, yaşamdaki tüm engellere  ve parazitlere  karşı direncimizi artıracak kaynakları da yanımıza almayı unutmamalıyız. Bunların başında, bize pozitif enerjisini veren, dinleyen, paylaşan arkadaş ve dostlarımız ile ailemiz gelir. Keyifle dinlediğimiz bir müzik veya film, bizim için anlamı olan kitaplar, sevdiğimiz yazarlar ve yazıları, kendimize model olarak aldığımız birileri, deniz kıyısında iyot kokusu ve hafif bir rüzgarla yaptığınız bir yürüyüş, iş yerinde bir fincan kahve, bir gülümseme, bir ambiyans, bir manivela….. küçük bir çabayla büyük etkiler elde edebilirsiniz.

Güzel yarınlara,

Sevgiyle kalın.